Takımımız
Bu sene, ana sayfamızda açıkladığımız FLL (First Lego League) turnuvasına Bahçeşehir Fen ve Teknoloji Lisesinden bir temsilci olarak katılacağız. Bu süreç boyunca yaptığımız çalışmaları ve takım arkadaşlarımız hakkında detaylı bilgileri, bu sayfadan ve sosyal medya hesaplarımızdan bulabilirsiniz.Takımımız :
- Tarık Günay
- Beyazıt Kayaoğlu
- Orkun Arslan
- Burak Erdilli
- Eylül Ilgıt Vatan
- Mehmet Oğuz Özgür
- Ceren Janset Ertemir
- Mertcan Özkan
- Alperen Kitapçı
- Onat Doğuhan Çakıcı
- Tarık Günay
- Beyazıt Kayaoğlu
- Orkun Arslan
- Burak Erdilli
- Eylül Ilgıt Vatan
- Mehmet Oğuz Özgür
- Ceren Janset Ertemir
- Mertcan Özkan
- Alperen Kitapçı
- Onat Doğuhan Çakıcı
Okulumuzun daimi bekçisi : Betsy
Betsy'nin anı defteri
Ben Betsy, okulun daimi bekçisiyim. Mesai saatlerinde koridorlarda dolaşır, etrafı teftiş ederim. Bu hizmetlerimin karşılığında da öğrenciler beni pizzalarla ödüllendirirler. Yine bir gün gece nöbetine çıktığımda leziz bir pizza kokusu aldım ve kokuya doğru yöneldim. Kokuya yaklaştıkça artan gülüş sesleri beni daha da meraklandırdı. İçeri girdiğim anda karşılaştığım sevgi beni şaşırtmıştı doğrusu. Bu sevgi tabii ki de karşılıksız değildi, ben de onların yanından ayrılmaz olmuştum.
Böylelikle Spero’yla olan maceram başlamış oldu.
Böylelikle Spero’yla olan maceram başlamış oldu.
Tarık Günay (Buck)
Tarık, eğlenceli yapısı ve samimi davranışlarıyla arkadaş edinme konusunda
hiç sıkıntı çekmezdi. Benimle de ilk arkadaş olan o olmuştu. Doğal hareketleriyle
takıma renk katan Tarık, bol bol araştırma yapar,
öğrendiklerini paylaşmayı çok severdi. Çılgın eğlence anlayışı ve liderlik
özelliğiyle Buck’a çok benziyordu. Gözünü toptan alamaması
sayesinde basketbol takımının kaptanı olmuştu ve bunun dışında çok
iyi keman da çalardı.
Burak Erdilli (Scrat)
Meraklı bakışları ve sakin duruşunun peşinden gelen esprileriyle ortalığı birbirine katan Burak, bu özellikleriyle Scrat’a çok benziyordu. Ayrıca takımına araştırma ve tasarım konularında oldukça yardımı dokunan biriydi. Komik hareketleriyle dikkat çeken Burak, insanları güldürmesini de iyi bilirdi. Boş zamanlarında masa tenisi oynarken ve dizi izlerken görülürdü. Hatta birlikte saatlerce dizi izlediğimiz zamanlar olmuştu.
Onat Doğuhan Çakıcı (Eddie)
Sessiz duruşunun altında yatan üreticiliğiyle ve yaratıcılığıyla takıma büyük katkılar sağlayan Onat, başarılarıyla da takıma moral kaynağı oldu. Patentten kürekçiliğe her işte parmağı olan Onat’ın bu kadar vakti nasıl bulduğu hep merak etmişimdir. Herhalde bu kadar
başarılı olmasının nedeni Eddie kadar enerjik olmasındandı. Baterisiyle takımın kulağının pasını silmesini de iyi bilen Onat’ın güneş panellerine ve yazılıma olan ilgisini duymayan yoktu.
Eylül Ilgıt Vatan (Ellie)
Takımımızın birleştirici güçlerinden olan Eylül her zaman kendisine danışabileceğimiz, bütün sevecenliğiyle yardıma hazır biriydi. Çok çalışkan olmasıyla projenin ortaya çıkıp şekillenmesinde büyük rol oynamıştır. Sesinin güzelliği ve söylediği komik şarkılarla toplantılara neşe katar, anne edasıyla herkesi kucaklardı. Bundan dolayı Ellie’nin ruh ikizi gibiydi. Yaptığı leziz kurabiyeler tartışmasız mükemmeldi ve inanın bana kurabiyelerden benden daha iyi anlayan başka bir köpek yoktur. Bu kurabiyeler kesinlikle takımın motivasyonunu arttırmada önemli bir yere sahipti.
Ceren Janset Ertemir (Şeftali)
Olaylara karşı sakin tavırlarıyla arkadaşlarını yatıştırmayı çok iyi bilen Şeftali, yeri geldiğinde arkadaşlarından daha heyecanlı olabilirdi. Bundan dolayı onu her zaman Şeftali’ye benzetmişimdir. Resim konusunda çok yetenekli olan Janset, tasarımların yapılmasında büyük rol oynadı. Hatta benim bir resmimi çizmeye bile kalkmıştı ama resmimin çizilmesi pek mümkün değildi. Sonuçta bir köpek ne kadar süre sabit durabilirdi ki? Başta sessizliğiyle gizemli bir hava yaratan Şeftali, daha sonra içindeki eğlenceli kişiliği ortaya çıkardı. Çok iyi piyano çalmasıyla bilinen Janset animeye ve Japoncaya karşı büyük bir sevgi beslerdi.
Beyazıt Kayaoğlu (Manny)
Takımın ağır abisi olan Beyazıt, heybetiyle ve ağır başlılığıyla hemen göze çarpan üyelerdendi. Bu özelliğiyle Lenny’i çok andırırdı. Ayrıca zamanı geldiğinde mantıklı, hızlı ve yerinde karar verebilen kişiliği sayesinde takıma büyük yararlar sağlayan Beyazıt, yazılım konusunda da çok başarılıydı. Hatta robotun yazılımını yaparken dans ettiği bile olurdu. Mimikleriyle de istediğini söyleyebilen Beyazıt, ciddi ortamlardaki komik yüz ifadeleri ve tepkileriyle takımın olmazsa olmazıydı.
Mehmet Oğuz Özgür (Granny)
Takımına tecrübeleriyle ışık saçan Oğuz, babaannenin balinası Kıymetlimden ayrılmaması gibi Legolarından hiç ayrılamazdı. Oğuz, boş zamanlarında takımın diğer üyelerini krize sokan komik videolar düzenlerdi. Hatta bir seferinde bana tıpa tıp benzeyen bir köpeği göstermişti, çok şaşırmıştım. O gizemli köpeğin hala kim olduğunu anlayamadım doğrusu. Ruh ikizim olduğunu düşündüğüm o köpek haşla rüyalarımı süslüyor. Unvanına yaraşır şekilde elinden her iş çıkan Oğuz, takımın komik babaannesiydi.
Orkun Arslan (Sid)
Saf ve temiz bir kalbe sahip olan Orkun, yüzünden eksik olmayan gülüşüyle ve kendine has dansıyla takımın mutluluk kaynağıydı. Bu özellikleriyle Sid’i çok andırırdı. Gergin anlarda takımın moralini yükseltirdi. Yiyip yiyip kilo almayan Orkun’un elinden sandviç hiç eksik olmazdı. Tabi ben de bu sandviçten bir pay alırdım. Sıra dışı fikirleriyle takıma ilham veren Orkun, takımın en ilginç üyelerinden biriydi. Boş zamanlarını bilgisayar oyunları ve futbolla değerlendirir, go-kart sevdasıyla bilinirdi.
Alperen Kitapçı (Louis)
Giresun’un fındık bahçelerinden kopup gelen Alperen, Louis kadar sadık ve iyi kalpliydi. Ayrıca görüp görebileceğiniz en yardım sever insanlardandı. Pokemon müziklerini çalmaya ve bilgisayara olan sevdasıyla ün salmış Alperen fırsat buldukça arkadaşlarına bilgisayarın derin konularını anlatırdı, o kadar ki bir başladı mı susturmak mümkün olmazdı. Hatta ben bile onun sayesinde bilgisayarda yazı yazmayı öğrenmiştim. Anılarımı da kimseden yardım almadan yazabilmem onun sayesinde oldu.